Kısaca Umre Nedir?
Ziyaret biçimi olarak hac gibidir fakat hac gibi Zilhicce ayında olması olması zorunluğu yoktur. İslami yönüyle ile umre, “Belirli bir zaman şartı aranmaksızın ihrama girerek Kâbe’yi tavaf etmek, Safa ile Merve arasında sa’y yapmak ve tıraş olup ihramdan çıkmaktan” ibarettir. Umre halk arasında umre olarak da telaffuz edilir ve küçük hac olarak bilinir. Umre’ye gitmek isteyen kişi, öncelikle mikattan ihrama girer. Önce umre tavafı yapar sonrasında da sa’y yapar ve tıraş olarak ya da saçlarını kısaltarak ihramdan çıkar. Umre yapmak Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünnetidir. Kurban bayramı arefesi ve kurban bayramı günleri dışında her zaman umre yapılabilir. Çünkü bu dönem hac zamanına denk gelir. Özetle hac zamanı haricinde, herhangi bir zamanda yapılan hacca umre denir. Umre görevini yerine getiren Müslümana da hacı yerine mutemir (yarı hacı) denir.
Umrenin fıkhi tanımı şöyledir: Hac gibi bir zamana (mevsime) bağlı olmadan ihrama girerek Kâbe’yi tavaf -say- etmek, tıraş olmaktır. Bugünkü Suudi Arabistan’da yer alan Mekke’de, Mescidi Haram’ın ortasındaki 11x12x13 metrelik küp şeklindeki binadır Kâbe. Hz. İbrahim’in Cebrâîl (a.s) rehberliğinde inşa ettiği bir yapıdır.
Umrenin Farzları
Umrenin ihram ve tavaf olmak üzere iki farzı vardır. Bunlardan ihram şart, tavaf ise rükündür. Umrenin vacipleri ise sa’y ile tıraş olup ihramdan çıkmaktır. Ömürde bir defa umre yapmak sünnettir. Umrenin fazileti çok büyüktür. Özellikle Ramazan’da yapılan umrenin sevabı pek çoktur. Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) umre hakkında şöyle buyurmaktadır; “Ramazanda yapılan umrenin sevabı bir haccın sevabına denktir. Umre, diğer bir umre ile arasındaki günahları siler”.
Umre Kur’an ve hadislerde de geçer. Kur’an’da: “Haccı ve umreyi Allah için tam yapın.” diye geçerker. Ebu Hureyre (r.a)’ın rivayet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; “Umre, ikinci bir umreye kadar yapılan (küçük) günahlar için kefarettir. Kabul olan bir hac ise, onun Cennetten başka bir karşılığı yoktur.” Cabir (r.a)’ın rivayet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur; “Hacılar ve umre yapanlar Allah’ın elçileridir. Dua ederlerse duaları kabul olunur, tövbe ederlerse mağfiret olunurlar.” Bir kişi Mekke’de ikamet ediyorsa ve umre yapmak isterse durumu biraz farklılık gösterir. Öncelikle Aişe (r.a.h.) Camii Ten’im’inden ihrama girmesi gerekir. Sonra Mekke’ye gelip tavaf ve sa’yini yapar. İhram, niyet ve telbiyedir. İhrama mikat yerinden veya daha emin olmak için biraz daha öncesinden girilir. Umre yapacak kişi ihrama girmek istediği zaman saçlarını kısaltması veya daha önceki adetine göre tıraş etmesi, tırnaklarını kesmesi, etek tıraşı olması, yıkanması ve abdest aldıktan sonra tercihen yeni, yeni olmasa bile ter temiz ve beyaz izar ve ridasını giyip güzel koku süründükten sonra kerahet vakitleri dışında ise iki rekat namaz kılması müstehaptır. Sonra kalp ile umreye niyet edilir. Sesli olarak niyet edilmesinde de beis yoktur. Umreye niyet “Allahım! Senin rızanı kazanmak için umre yapmak istiyorum, onun ifasını bana kolaylaştır ve kabul et. Allahım! Senin rızan için umre yapmaya niyet ettim ve ihrama girdim. Eğer beni bir şey engeller ise, ihramdan çıkacağım yer, beni umre yapmaktan aciz kılacağın yerdir. (Allahumme innî uriydu el-umre feyesserhâlî ve tegabbelehâ minnî, neveytu el-umre ve ahramtu bihellahu teala fein habeseni hâbis femahallî haysu habestenî)” şeklinde edilir. Sonra şöyle telbiye getirir; “Allahım! Senin emrine sözüm ve özümle tekrar tekrar icabet ettim, emrine boyun eğdim. Sana ortak yoktur. Emir ve davetine gönülden ve sadakatle icabet ettim. Senin eşin ve ortağın yoktur. Şüphesiz ki hamd ve nimet Sana mahsustur. Mülk Senin’dir. Bütün bunlarda eşin ve ortağın yoktur Senin. (Lebbeyk Allahümme lebbeyk, lebbeyke lâ şeriyke leke lebbeyk, innelhamde venni’mete leke velmülk, lâ şerkiyke lek)”. Umre yapan kişi Telbiyeyi üç defa tekrar eder, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e salat getirirken telbiyeye son verir. Hacı, yüksek bir tepeye çıktığında veya tepeden inerken, arabaya binerken veya arabadan inerken, arkadaşları ve tanıdıkları ile karşılaştığında ve namazların ardından telbiyeyi tekrarlar. Umre Hanefi ve Maliki mesheblerinde sünnet, Şafii ve Hanbeli mesheblerinde ise farzdır. Umreye gitmek için herhangi bir yaş sınırı yoktur, kişi ömrünün herhangi bir anında umreye gidebilir. Hac ve umreyi peş peşe yapmak İslama göre umre menduptur (tavsiye edilmiş). Arefe ve Bayram günlerinde yapılırsa umre mekruhdur. Hac zamanı dışında hac yapanlar hac yapmış sayılmazlar. Bunun yerine umre yapmış olurlar. Yani hacı yerine mutemir olurlar.
Diyanet İşleri Başkanlığı
https://hacditib.com/blog/umre-nedir-nasil-umre-yapilir
Umre
Sözlükte “ziyaret, Kâbe ziyareti; imar” anlamlarına gelen umre fıkıhta ihrama girerek Kâbe’yi tavaf edip Safâ ile Merve arasında sa‘y yapmayı ifade eder. İ‘timâr “umreyi eda etmek”, mu‘temir “umreyi eda eden kimse” demektir. Gerek eda mekânı gerekse âdâb ve erkânı bakımından hac ve umrenin birçok ortak noktası vardır. Ancak hac hicrî takvimin belirli ay ve günlerinde eda edilen, umrede yapılanların yanında Arafat ve Müzdelife vakfeleri, Mina’da geceleme, şeytan taşlama gibi başka fiilleri de içeren kapsamlı bir ibadet ve İslâm’ın temel şartlarından biri olması dolayısıyla hac ve umreyi birbirinden ayırmak için hacca “büyük hac” (el-haccü’l-ekber; bk. et-Tevbe 9/3), umreye “küçük hac” (el-haccü’l-asgar; bk. İbn Hibbân, XIV, 504) denilir. Umre kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de aynı âyet içinde iki defa (el-Bakara 2/196), bir âyette de fiil şeklinde (el-Bakara 2/158) geçer. İlk dönemden itibaren hadis ve fıkıh eserlerinde müstakil başlık altında veya hac bölümü içinde umreyle ilgili rivayet ve hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca birçok âlim hac ve umreye dair müstakil eserler yazmış, bu konuda zengin bir literatür oluşmuştur.
Hükmü ve Sevabı
Hanefîler’in çoğunluğuna ve Mâlikîler’e göre kişinin hayatında bir defa umre yapması müekked sünnettir. Bazı Hanefîler’e göre ise umre vitir namazı ve kurban gibi vâciptir. Şâfiî ve Hanbelî mezheplerinde tercih edilen görüşe göre hayatta bir defa umre yapmak farzdır. Mekke halkının devamlı yaptığı tavaf umrenin en önemli rüknü sayıldığından Hanbelîler’in bir kısmı onların umre yapmasını farz görmemiştir. Şâfiî ve Hanbelîler umrenin farziyeti hususunda, “Hac ve umreyi Allah için tamamlayınız” âyetindeki emri (el-Bakara 2/196) ve Hz. Âişe’nin, “Kadınlara cihad gerekir mi?” sorusuna Resûl-i Ekrem’in, “Evet, onlara içinde savaş bulunmayan bir cihad gereklidir: Hac ve umre” şeklinde cevap vermesini (İbn Mâce, “Menâsik”, 8) delil gösterirler. Anılan âyetteki emri, başlanan hac ve umrenin yarım bırakılmaması şeklinde yorumlayan Hanefîler ve Mâlikîler umrenin sünnet oluşuna Hz. Peygamber’in hadisini delil getirmişlerdir. Resûlullah umrenin vâcip olup olmadığı sorulduğunda, “Hayır, fakat umre yapmanız daha faziletlidir” karşılığını vermiş (Tirmizî, “Ḥac”, 88), ayrıca, “Hac cihad, umre ise tatavvudur” demiştir (İbn Mâce, “Menâsik”, 44). Mâlikîler’in çoğuna göre bir yılda birden fazla umre yapılması mekruhtur; ancak yapılırsa sahih olur. Resûl-i Ekrem’in imkânı bulunduğu halde bir yılda iki umre yapmaması bu hususta delil gösterilmiştir. Diğer üç mezhebe göre ise bir yılda birden fazla umre yapmak mekruh olmayıp aksine umrenin sıkça yapılması müstehaptır. Nitekim, “Umre kendinden önceki umre ile arasındaki günahlara kefârettir” (Buhârî, “ʿUmre”, 1; Müslim, “Ḥac”, 437); “Peş peşe hac ve umre yapın, çünkü bunlar fakirliği ve günahları giderir” (Tirmizî, “Ḥac”, 2); “Hac ve umre yapanlar Allah’ın misafiridirler, O’na dua ederlerse icâbet eder, O’ndan bağışlanma dilerlerse bağışlar” (İbn Mâce, “Menâsik”, 5) meâlindeki hadisler bunu teyit etmektedir.
Yükümlülük Şartları
Kişinin umre yapmakla yükümlü (farz, vâcip veya sünnet) olması için gerekli şartlar belirli zaman dışında hac için gerekli olan şartlarla aynıdır. Bunlar da akıl, müslüman olmak, bulûğ, hürriyet, maddî imkâna sahip bulunmak, sağlık ve yol güvenliğidir. Kadınlar için eşin veya mahrem akrabanın refakat etmesi ve iddet halinde olunmaması da şarttır; ancak Şâfiîler’e göre güvenli bir ortamda kadınlar grup halinde eş veya mahrem akraba olmadan da farz umreyi eda edebilir. Bir kişi maddî imkâna sahip değilken umre yaparsa farzı yerine getirmiş sayılır. Bulûğ ve hürriyet şartları bulunmadan yapılan umre sahih olmakla birlikte farz yerine geçmez; çocuğun bulûğdan, kölenin hürriyetine kavuşmasından sonra tekrar umre yapması gerekir. Akıl ve Müslümanlık şartları bulunmadan yapılan umre sahih değildir. Hanbelîler’e göre şartları gerçekleştiği zaman umre hemen yapılmalıdır, Şâfiîler’e göre ise geciktirilmesi câizdir.
Eda Şekli
Umre tek başına veya hac ibadetiyle birlikte eda edilebilir. Tek başına umre yapmak istendiğinde ihrama girerken yalnız umreye niyet edilir. Hac ayları dışında veya hacdan sonra yapılan ya da hac aylarında yapılmakla birlikte kendisinden sonra hac yapılmayan umre bu kısma dahildir. Hacla birlikte eda edilen umreye gelince bu da temettu‘ ve kırân haccıyla beraber olmak üzere iki türlüdür. İhrama girerken temettu‘ haccına niyet edilmesi halinde önce umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra Arafat’a çıkarken hac için tekrar ihrama girilir ve hac eda edilir. Kırân haccı için niyet edildiğinde ise önce umre yapılır ve ihramdan çıkmadan hac eda edilir; yani umre ve hac aynı ihram içinde yerine getirilir. Bu durumda ulemânın çoğunluğuna göre umre ve haccın fiilleri (menâsik) iç içe girer ve hac ile umre için bir tavaf ve bir sa‘y yeterli olur. Hanefîler’e göre ise umre ve hac için ayrı ayrı tavaf ve sa‘y yapılması gerekir. Umre bu üç şekilden birine göre eda edildiği takdirde gerek farz gerek vâcip gerek sünnet diyenlerin büyük çoğunluğu bunu sahih ve yeterli görmektedir. Bir rivayete göre Ahmed b. Hanbel, kırân haccıyla yapılan umrenin ve Mekke’ye çok yakın olduğundan Hil bölgesi sınırından yapılan umrenin farz umre yerine geçmeyeceğini belirtmiştir. Kırân haccında yaptığı umreden sonra Hz. Peygamber’in Âişe’ye Ten‘îm’den tekrar umre yaptırması buna delil gösterilmiştir. Hanbelîler’in çoğunluğuna göre ise, “Safâ ve Merve arasında yaptığın sa‘y hem hac hem umre için yeterlidir” hadisi (Müslim, “Ḥac”, 133) ve Resûl-i Ekrem’in bu umreyi özel durumu sebebiyle Hz. Âişe’nin gönlünü almak için yaptırdığını gösteren rivayetler (Müslim, “Ḥac”, 136) delil olup kırân haccında umreyle beraber yapılan hac nasıl farz hac yerine geçiyorsa umre de aynı şekilde farz umre yerine geçer.
Vakti
Hanefîler’e göre arefe günü ve kurban bayramının dört gününde umre yapmak tahrîmen mekruhtur. Bu konuda Hanefîler, Hz. Âişe’nin bu günlerde umre yapmanın câiz olmadığına dair sözüne (Beyhakī, IV, 346), ayrıca umreyle uğraşmanın haccı engellemesi, hac sebebiyle umreyi düzgün eda etmenin zorluğu gibi gerekçelere dayanmışlardır. Çoğunluk ise hac ibadetiyle meşgul olmayan kişinin hac günlerinde umre yapabileceği ve umrenin her zaman kerâhetsiz câiz kabul edildiği görüşündedir. Hac yapan kişinin hac ihramında bulunduğu müddetçe umre ihramına niyet etmesi sahih değildir. Ramazanda yapılan umre diğer zamanlardakinden efdaldir. Hz. Peygamber, “Ramazanda umre hacca (bir rivayette benimle yapılan hacca) denktir” buyurmuştur (Buhârî, “ʿUmre”, 4; Müslim, “Ḥac”, 221-222). Hac aylarında (şevval, zilkade, zilhicce) umre yapmak Câhiliye döneminde çok kötü bir davranış sayılırken İslâmiyet bu anlayışı kaldırmıştır. Resûl-i Ekrem Hudeybiye seferi, Umretü’l-kazâ ve Huneyn Gazvesi dönüşünde hicretin 6, 7 ve 8. yıllarının zilkade aylarında üç umre yapmış, bir umre de Vedâ haccıyla birlikte eda etmiştir (Buhârî, “ʿUmre”, 3; Müslim, “Ḥac”, 217; ilgili rivayetler ve açıklaması için bk. Kandehlevî, Ḥaccetü’l-vedâʿ ve cüzʾü ʿumrâti’n-nebî). Bununla birlikte Hz. Ömer ve bazı âlimler umrenin hac ayları dışında ayrı bir yolculuk ve niyetle eda edilmesini daha faziletli görmüştür (el-Muvaṭṭaʾ, “Ḥac”, 67; Kandehlevî, VI, 331). Câhiliye döneminde receb ayında umre makbul sayılmışsa da Hz. Peygamber’in bu yönde bir teşvik veya uygulaması olmamıştır. Resûl-i Ekrem’in receb ayında umre yaptığına ve bu ayda yapılan umrenin faziletine dair rivayetlerin hatalı, zayıf veya uydurma olduğu bildirilmektedir. Bununla birlikte haram ayların faziletine binaen receb ayında umre vb. ibadetlerin eda edilmesinin daha faziletli olduğunu belirten âlimler de vardır (bk. RECEB). Hanefîler Mekkeliler’in, Mekke’de mukim olanların ve mîkāt sınırları içinde oturanların hac aylarında umre yapmasını mekruh görmüştür; çünkü ekseriyetle hac yapan Mekke ve civarı sakinleri bu durumda kendileri için mekruh sayılan temettu‘ haccı yapmış olacaktır; bunu yapanların Hanefîler’e göre ceza kurbanı kesmesi gerekir. Çoğunluğa göre ise Mekke ve civarında oturanların temettu‘ haccı yapması câizdir ve temettu‘ kurbanı kesmeleri gerekmez.
Farz (Rükün) ve Vâcipleri
Hanefîler’e göre umrenin rüknü tavaf, şartı ihram, diğer üç mezhebe göre ise rükünleri ihram, tavaf ve sa‘ydır. Şâfiîler ayrıca tıraş olmayı ve rükünler arasında sıraya uymayı da (muvâlât) rükün saymıştır. Hanefîler’e ve Hanbelî mezhebinde bir görüşe göre sa‘y rükün değil vâciptir. Tavaf ile sa‘y arasında tertibi gözetmek önce tavaf, sonra sa‘y yapmak Hanefîler’e göre umrenin geçerliliği için şarttır.
a) İhram. Çoğunluğa göre umre yapmaya niyet etmekle kişi ihrama girmiş sayılır. Hanefîler’e göre niyet yanında telbiye veya Allah’ın yüceltilmesini içeren zikir ya da telbiye yerine geçen kurban sevketme yahut kurbanlık hayvanları belli şekilde işaretleme de gerekir. Ebû Hanîfe’ye ve Muhammed’e göre telbiyenin ihrama girerken yapılması şarttır. Mâlikîler’den İbn Habîb’e göre de telbiye şart olup telbiyesiz veya telbiyeye benzer bir zikir yapılmadan ihram sahih kabul edilmez. Çoğunluğa göre ise telbiye şart değildir. Mâlikîler telbiyeyi vâcip, ihrama girerken söylenmesini sünnet, Şâfiî ve Hanbelîler her hâlükârda sünnet görmüşlerdir. İhrama mîkātta girmek ve ihram yasaklarından sakınmak vâciptir (ayrıca bk. İHRAM). Mîkāt sınırları dışından gelen kimseler (âfâkî) mîkāt yerlerinden veya onların hizasından ihrama girerler. Mîkāt sınırları içinde olup Harem bölgesi dışında yaşayanlar Hanefîler’e göre Hil sınırından, Mâlikîler’e göre evinden ya da mahalle camisinden, Şâfiî ve Hanbelîler’e göre köy veya kasabalarının sınırları içinde ihrama girerler. Harem bölgesinde oturan Mekkeliler ve Mekke ya da Harem bölgesinde geçici olarak ikamet edenler Harem-Hil sınırına giderek oradan ihrama girerler. Mekke ve Harem bölgesinde bulunanların ihrama girmesi konusunda Hil bölgesindeki hangi yerin daha faziletli olduğu tartışılmıştır (bk. HİL). Hacdaki ihram yasakları umre ihramı için de geçerlidir. Erkeğin dikişli elbise, çorap vb. şeyler giymesi, başını veya yüzünü örtmesi, ayak bileklerini örten ayakkabı giymesi, kadının yüzünü örtmesi ve eldiven giymesi yasaktır. Hem erkek hem kadın için geçerli olan yasaklar şunlardır: Koku sürmek, kokulu şey kullanmak, saçtan yahut vücudun herhangi bir yerinden kıl koparmak veya kesmek, tırnak kesmek, avlanmak, cinsel ilişkide ve ona hazırlayıcı hareketlerde bulunmak, cinsel içerikli konuşmak, tartışmak. Umrenin rükün sayılan menâsiki tamamlanmadan gerçekleşen cinsel ilişki umrenin fesadı ve kazâsı yanında ceza kurbanı da gerektirir. Cinsel içerikli konuşma ile tartışma dışındaki yasakların çiğnenmesi halinde yasağın durumuna göre ceza kurbanı kesmek veya sadaka vermek icap eder. Hacda mekruh olan şeyler umrede de mekruhtur. Meselâ saçı taramak, vücuttan saç veya kıl koparmak ve süslenmek bunlardandır. İhrama girmeden önce yıkanmak, vücuda koku sürmek (elbiseye koku sürülmemelidir) ve iki rek‘at namaz kılmak sünnettir. Niyetten sonra telbiye çoğunluğa göre sünnet, Hanefîler’e göre farzdır. Umreye niyet ettikten sonra Hacerülesved’i selâmlayıp tavafa başlayıncaya kadar çokça telbiye getirmek çoğunluğa göre sünnettir. Mâlikîler’e göre âfâkî Harem bölgesine ulaşıncaya, Harem sınırından ihrama girenler ise Mekke’nin evlerini görünceye kadar telbiye getirirler.
b) Tavaf.Tavaf umrenin rükünlerindendir. Çoğunluğa göre yedi şavt farz iken Hanefîler’e göre dört şavt farz, üç şavt vâciptir. Tavafın hicr-i İsmâîl’in dışından sağdan sola doğru yapılması, hadesten ve necâsetten tahâret, avret yerlerinin örtülmesi çoğunluğa göre tavafın şartlarından, Hanefîler’e göre vâciplerindendir. Mâlikî ve Hanbelîler şavtların peş peşe yapılmasını şart, Hanefî ve Şâfiîler sünnet saymıştır. Gücü yetenin yürüyerek tavaf yapması ve tavaftan sonra iki rek‘at namaz kılması çoğunluğa göre vâcip, Şâfiîler’e göre sünnettir. Umre tavafının sünnetleri şunlardır: Erkeklerin ilk üç şavtta hızlı ve çalımlı yürümesi, sağ omuzu tavaf boyunca açık bırakması; tavafa Hacerülesved’den az önce başlamak, Hacerülesved’e yönelip selâm vermek ve mümkünse onu öpmek, mümkün değilse elleriyle işaret etmek, Rüknülyemânî’ye selâm vermek ve dua etmek. Umrede kudüm tavafı yoktur; bazı âlimler umre tavafının kudüm tavafı yerine de geçeceğini söylemiştir. Umrede vedâ tavafı Hanefîler’e göre müstehap, Mâlikîler’e göre sünnet, Şâfiî ve Hanbelîler’e göre vâciptir; ancak Hanbelîler’e göre Mekke ve Harem bölgesi halkına vedâ tavafı vâcip değildir.
c) Sa‘y.Umrede sa‘y Mâlikî ve Şâfiîler’e, Ahmed b. Hanbel’den gelen bir rivayete göre rükün, Hanefîler’e ve Hanbelî mezhebinde bir görüşe göre vâciptir. Hac sa‘yinin hükümleri umre sa‘yinde de geçerlidir. Sa‘yin tavaftan sonra yapılması ve sa‘ye Safâ tepesinden başlanması şarttır; Merve tepesinden başlandığı takdirde şavt geçersizdir. Hanefîler’e göre sa‘yin dört şavtının terki ceza kurbanı, üç ve üçten az şavtın terki sadaka vermeyi gerektirir. Umrede gücü yetenin yürüyerek sa‘y yapması Hanefî ve Mâlikîler’e göre vâcip, Şâfiî ve Hanbelîler’e göre sünnettir. Sa‘yin şavtlarını peş peşe eda etmek çoğunluğa göre sünnet, Mâlikîler’e göre sa‘yin sıhhat şartıdır. Sa‘ye niyet ve yeşil direkler arasında erkeklerin kısa adımlarla koşması da (hervele) sünnettir.
d) Tıraş Olmak.Şâfiî mezhebinde tercih edilen görüşe göre rükün, çoğunluğa göre ise vâciptir. Hanefîler’e göre saçın en az dörtte biri kısaltılmalı, Şâfiîler’e göre en az üç kıl kesilmeli, Mâlikî ve Hanbelîler’e göre saçın her tarafından bir miktar alınmalıdır. Saçın tamamının tıraş edilmesi daha faziletlidir; ancak temettu‘ haccı yapanlar haccın sonunda ihramdan çıkarken de tıraş olabilmek için saçının bir kısmını bırakmalıdır. Kadının saçını biraz kısaltması sünnettir; saçın tamamını kestirmesi yaratılışı bozmak sayılmış ve mekruh görülmüştür. İhram, tavaf, sa‘y ve tıraş gibi hacla umre arasındaki ortak fiillerde sünnetler aynıdır. Umrede nâfile hedy kurbanı kesilebilir. Hz. Peygamber, Hudeybiye seferinde umreye niyetlenmiş ve yanına hedy kurbanı almıştır (Buhârî, “Muḫṣar”, 1; ayrıca bk. HEDY).
Umrenin Eda Edilişi
Umre yapmak isteyenlerden Harem ve Hil bölgesi dışından gelenler mîkāta ulaştığında ihram giymek için hazırlık yaparlar. Harem bölgesiyle mîkāt sınırları arasında kalan Hil bölgesinde oturanlar bulunduğu yerden veya Harem sınırından ihrama girerler. Mekke ya da Harem bölgesinde yaşayanlar ise Hil bölgesine çıkarak Harem sınırından ihrama girerler. İhram için hazırlık yapılırken sünnete uygun biçimde önce gusül abdesti alınır, temizlenilir ve koku sürülür; ihram elbisesi giyilir ve iki rek‘at ihram namazı kılınır. Vakit namazları da bu namazın yerine geçer. Daha sonra umreye niyet edilerek, “Allahım, ben umre yapmak istiyorum, onu bana kolaylaştır, onu benden kabul et, sen işiten ve bilensin!” (Allāhümme innî ürîdü’l-umrete feyessirhâ lî ve tekabbelhâ minnî inneke ente’s-semîu’l-alîm) vb. şekillerde dua edilir. Ardından “Lebbeyk, Allāhümme lebbeyk. Lebbeyk, lâ şerîke leke lebbeyk. İnne’l-hamde ve’n-ni‘mete leke ve’l-mülk, lâ şerîke lek” denilerek telbiye getirilir. Böylece ihrama girilmiş, umreye başlanmış, dolayısıyla ihram yasakları da başlamış olur. Mekke’ye girip tavafa başlayıncaya kadar telbiye getirmeye devam edilir. Mekke’ye ulaşınca hemen Mescid-i Harâm’a gidilir, Kâbe’ye yaklaşılır ve umrenin rüknü/farzı olan tavafa niyet edilir. Mümkünse Hacerülesved öpülerek veya uzaktan işaretle selâmlanır ve tekbir getirilir. Hacerülesved’in hizasından tavafa başlanır ve bu andan itibaren telbiye kesilir. Kâbe’nin etrafında yedi şavt dönülür, Hacerülesved’in hizasına her gelişte öperek veya işaret ederek selâmlama tekrarlanır. Tavaf sırasında çokça dua ve zikir yapılmalıdır. Tavaf bittikten sonra iki rek‘at tavaf namazı kılınır. Ardından tekrar Hacerülesved’e dönülür, öpülerek veya işaretle selâmlanır ve tekbir getirilir. Bunun arkasından Safâ tepesine çıkılır ve, “Şüphesiz Safâ ile Merve Allah’ın nişanelerindendir. Bu sebeple hac ve umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret edip onları tavaf edenler için bir günah yoktur. Her kim gönlünden koparak bir hayır işlerse şüphesiz Allah onu bilir ve karşılığını verir” meâlindeki âyet (el-Bakara 2/158) okunur. Safâ tepesine çıktıktan sonra Kâbe’ye yönelinir ve bir süre durarak tehlil ve tekbir getirilip dua edilir. Ardından Safâ’dan inilerek Merve tepesine doğru gidilir. Merve tepesine ulaşınca durup Safâ tepesinde yapıldığı şekilde zikir ve duada bulunulur. Böylece bir şavt tamamlanmış olur. Merve’den tekrar Safâ’ya doğru gidilir, gidiş ve gelişler yedi şavta tamamlanır. Sa‘y esnasında çokça dua ve zikir yapılır. Son şavt Merve tepesinde tamamlandıktan sonra saç tamamen veya kısmen tıraş edilir ve bu şekilde ihramdan çıkılmış olur. Mekke’den ayrılmak istendiğinde vedâ tavafı yapılır.
Umrenin Fesadı
Cinsel ilişkide bulunmak umrenin fâsid olmasına yol açar. Hanefîler’e göre tavafın dört şavtı eda edilmeden, Mâlikîler’e göre sa‘y bitmeden, Şâfiî ve Hanbelîler’e göre tıraş olup ihramdan çıkmadan önce cinsel ilişkide bulunmak umreyi geçersiz kılar. Hacda olduğu gibi umrenin geçersiz olması halinde de umreye devam etmek, sonra kazâsını yapmak ve ceza ödemek gerekir. Hanefî ve Hanbelîler’e göre bu durumda ceza koyun veya keçi, Mâlikî ve Şâfiîler’e göre sığır yahut deve kesmektir. Umreyi fâsid kılmayacak ölçüde bir ilişkinin cezası da Hanefîler’e göre koyun veya keçi, Mâlikîler’e göre sığır yahut devedir. Umrenin herhangi bir rüknünün bilerek terkedilmesiyle umre fâsid olmazsa da böyle bir davranış haramdır. Dolayısıyla belli bir zamanla kayıtlı olmaksızın ilk fırsatta o rüknü eda etmek gerekir; rükün yerine getirilmeden kişi ihramdan çıkamaz ve ihram yasaklarına uymaya devam eder. Ancak zorlayıcı bir engel sebebiyle umrenin bir rüknünün yerine getirilememesi durumunda ihramdan çıkmayı mubah kılan “ihsâr” söz konusu olur. Mezheplerin ihsâr sebepleri, ihramdan çıkmanın şekli ve sonucuyla ilgili farklı görüşleri bulunmaktadır (bk. İHSÂR). Umrenin vâciplerinden birini terketmek umrenin geçersizliğine yol açmaz, ceza kurbanı kesmeyi gerektirir. Sünnetin terki ceza gerektirmese de sevaptan mahrum olmaya yol açar.
Başkası Yerine Umre Yapmak
Hacda olduğu gibi başkası yerine (niyâbet yoluyla) umre yapmak câiz görülmüştür. Hanefîler’e göre bu umre câizdir, Mâlikîler’e göre ise mekruh olmakla birlikte sahihtir. Şâfiî ve Hanbelîler’e göre ölen veya gücü yetmeyen kişi adına umre yapmak câizdir; imkânı varken umre yapmadan ölen kişi adına onun terekesinden umre yaptırılır; kendi vasiyeti olmasa da üçüncü bir kişi onun adına umre yapabilir; gücü yetmeyen kişi adına nâfile umre yapılması da câizdir.
Mehmet Boynukalın, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
https://islamansiklopedisi.org.tr/umre
Turizm şirketi olarak umre ziyareti yapmak isteyen ve ibadetlerini yerine getirmek isteyen vatandaşlarımız için umre turlarımız devam etmektedir. Bilindiği üzere hac ibadetinin senede bir kez yapılması ile insanlar genel olarak umre ziyaretlerinde bulunmayı tercih etmektedir. Umre ziyareti ile hac yapmaya hazırlanmak ve mübarek topraklara ulaşmak isteyenlerin tur hizmetini en uygun fiyat ile yıllardan beri profesyonel olarak yapmaktayız.
Kocaeli bölgesinde hac ve umre ibadeti yapmak isteyen ve mübarek topraklara ulaşmak isteyen vatandaşlarımızı en güvenilir şekilde çok bekletmeden ulaştırmaktayız. Bu turlar sayesinde ziyaretçilerimize güvenilir, bilgili, tecrübeli ve dini ilimler ile işinin ehli ve kaliteli rehberler eşliğinde ziyaret ettiğimiz coğrafyanın dini, kültürel ve tarihe dair güzelliklerini en iyi şekilde yaşatmayı hedefliyoruz. Yetenekli ve uzman kadromuz ile ibadetinizi en uygun bir şekilde yapabilmeniz için her şeyi hazır hale getirmekteyiz. Yolculuğunuza başlamadan bitişine kadar yanınızda bulunacak olan rehberlerimiz ve personellerimiz ile güvenli bir şekilde yapacağınız Umre ziyaretleri firmamız güvencesi ile sağlanmaktadır. Yolculuğunuza başlama ve bitiş sürecinde konforunuzu en yüksek seviyede tutarak memnuniyetinizi sağlamayı hedeflemekteyiz.
Uzman ve tecrübeli personellerimiz ve konforlu yolculuklarımız ile sizler için çalışmaya devam ediyoruz. Bizimle birlikte tura katıldığınızda tecrübeli rehberlerimiz sizlere gittiğiniz her yerde dini bilgileri ile genel kültür bilgilendirmelerini en kaliteli şekilde aktaracaktır. Personellerimiz sizlerin her zaman yanınızda bulunacak ve gittiğiniz her yerde sizlere yol göstereceklerdir. Güvenliğiniz ve rahat bir şekilde ibadetlerinizi yerine getirmek adına sizlere her türlü yardımı yapıyor ve tecrübemiz sayesinde bu bölgede bu konunun uzman firması olduğumuzu iddia ediyoruz. Hac ve umre ibadetlerinizde ihtiyacınız olacak her şeyi sizin için sağlıyor ve seyahatlerinizi en kaliteli hale getirebilmek adına kendimizi her gün bir öncekinden daha profesyonel hale getirebilmek adına sürekli çalışmaya devam ediyoruz. Hac ve Umre organizasyonlarımız için huzurda buluşalım diyoruz.

1- Genel şartlar tur programının ayrılmaz bir parçasıdır ve Tur programından bağımsız düşünülemez.
2- Tur için yeterli katılım sağlanamadığı takdirde; Acenta gezi hareket tarihinden 21 gün öncesine kadar turu iptal edebilir. Bu durumda Tur bedelinin tamamı misafire iade edilir. Tur dışında satılan ilave hizmetlerin (Vize – İç Hat Bileti – Seyahat Sağlık sigortası) iadesi bulunmamaktadır. Turun iptalinden dolayı oluşabilecek maddi ve manevi kayıpları misafir turu satın aldığında peşinen kabul etmiş sayılır. Acenta sorumlu tutulamaz.
3-Tura kayıt yaptıran misafirlerimizin tur başlangıç tarihine 30 gün kalaya kadar ücretsiz iptal hakkı vardır. Tur başlangıç tarihine 30 günden az kalması durumunda iptallerde %30 ceza, 20 gün veya daha az süreli iptallerde %100 ceza uygulanır. Türkiye’ de bulunan Mercilerden alınan hastane raporu, İş yeri izin belgeleri vb evraklar , Türkiye dışında konaklayacakları otel ve alacakları hizmetin iptalinde kabul görmemektedir.
4-Acente hava yolu ile yolcu arasında aracı kurum olup, olası ihtilaflarda Türk mevzuatının ilgili hükümlerinin yanı sıra Lahey Protokolü ve Varşova Konvansiyonu hükümleri uygulanacaktır.
5-Satın alınan tura kayıt esnasında; misafir tarafından pasaportta geçen isim, doğum tarihi , pasaport numarasının sisteme doğru şekilde girilmesi ve beyan edilmesi gerekmektedir. Uçak biletleri bu bilgileri göre kesilmektedir. Hatalı verilen bilgilerden oluşacak uçak bileti iptal ve değişikliklerinin ceza bedeli misafirlere yansıtılır.
6- Tarifeli ve Charter uçuşlarda rötar ya da uçuş saati değişiklikleri olabilir. Acente bu değişiklikleri en kısa sürede bildirmekle yükümlüdür. Misafir uçuş saatinin değişme / İptal riskini kabul ederek geziyi satın almış sayılır.
7- Hava Yolları kuralları gereğince; gidiş-dönüş olarak satın alınmış uçak biletlerinin gidiş uçuşu kullanılmadığı takdirde , dönüş uçuşu Hava yolu tarafından iptal edilmektedir, kullanılamaz.
8- Uçaklı turlara katılan kişiler için yapılması gereken check-in ve boarding işlemleri kişisel işlemlerdir. Uçuşlarda oluşabilecek son dakika rötarları ve kapı değişiklikleri, havalimanlarında sesli anons edilmekte ve alandaki bilgi panolarında gösterilmektedir. Bu bilgiler bizzat misafirler tarafından takip edilmelidir Ek olarak .bildirilen saatlerde, belirtilen havalimanında hazır bulunmayan , check-in ve boarding işlemlerini zamanında yaptırmayan veya zamanında yaptırdığı halde uçağa binmeyen misafirlerin uçuşunu gerçekleştirememeleri durumunda Acente sorumlu değildir. Uçağı kaçıran misafirlerin tura dahil olmaları için gerekli olacak gidiş-dönüş yeni uçak biletinin temini ve gidilecek bölgedeki transferleri vb. gibi konulara dair oluşacak tüm masraflar kendilerine aittir.
9-Türkiye çıkışlı uçakların genelinde valiz ağırlığı 20kg’dir. Bu ağırlık uçak firması ve gidilecek ülkeye göre değişiklik gösterebilir. Gidilecek ülkede iç hat uçuşları bulunuyorsa, bu iç hat uçuşlarında valiz ağırlığı 15kg’a düşebilmektedir. Fazla bagaj ağırlık / Fiyat kuralları hava yolları tarafından belirlenmekte olup, Acente sorumluluğunda değildir.
10-Uçak biletlerini milleri ile upgrade etmek (business veya first class’a yükseltmek) isteyen misafirlerimiz için; biletleri kesildikten sonra hava yolunun (üyeliğinizin bulunduğu hava yolunu kontrol ediniz) müsaitliğine bağlı olarak upgrade işlemleri gerçekleştirebilir. Her uçuş için mil garantisi verilmez. Programın biletlerinin upgrade edilebilir sınıftan olup olmadığını kontrol ediniz.
11- Konaklama için otel giriş saati 14.00, çıkış saati 12.00’dir. Konaklanacak oda ile ilgili talepler (Yüksek Kat, Sigara içilmeyen oda, Yatak Tipi) otele bildirilir. Ayırtılan odaların , otelin müsaitliğine bağlı olarak misafir tercihleri doğrultusunda olmasına özen gösterilir. 3 Kişilik odalarda ilave yatak uygulaması vardır. Bu tip odalarda 3.kişiye tahsis edilen yatak standart yataklardan küçüktür. 3Kişilik odalar 1 büyük + 1 İlave yataktan oluşmaktadır. İlave yataklar açma-kapama veya coach bed olarak adlandırılan yataklardan oluşmaktadır. 2 Yetişkin + 1 Çocuk şeklinde olan rezervasyonlarda , çocuk için ayrı yatak bulunmayabilir. Çocuk fiyatları ancak 2 yetişkin yanında konaklanması şartıyla geçerlidir. Çocuk indirimleri 2 yetişkin yanında kalan yaş grubuna uyan ‘tek çocuk’ için geçerlidir.
12-Otellerde sunulan kahvaltı Türk mutfağında alışılagelmiş zengin kahvaltıdan farklılık göstermektedir. Genelde kontinental kahvaltı olarak adlandırılan tereyağı, reçel, ekmek, çay veya kahveden oluşan sınırlı seçenekler ile sunulmakta olup, gruplar için gruba tahsis edilmiş ayrı bir salonda servis edilebilir.
13-Fuar ,kongre ,konser ,etkinlik, spor turnuvası vb. özel dönemlerde oteller belirtilen lokasyonlardan veya km’lerden daha fazla mesafede kullanılabilir. Böyle bir durumda, turun hareket tarihinden 15 gün önce Acente tarafından bildirilecektir.
14-Rehberimiz turlarımızın içeriğine bağlı kalarak, katılımcı sayısına, müze ve ören yerlerinin kapalı olma durumuna göre turların günlerinde değişiklik yapabilir. Bu durum uçuş saatlerinde oluşabilecek değişiklikler karşısında da geçerlidir. Acente zorunlu durumlarda veya gerek gördüğü durumlarda programın içeriğini bozmadan şehirlerin programdaki sırasını ve uçulacak olan Ana havayolunu değiştirebilir.
15-Gün içindeki kur değişimi , TL fiyatlara yansıtılmaktadır. Ödeme anındaki kurlar geçerlidir.
16- Turlarımızda Kullanılan Araç Tipleri Kişi Sayılarına göre aşağıdaki şekilde sınıflandırılır. Her turumuzda bulunan kişi sayısına göre aşağıda bulunan araç tipleri tayin edilir. Otobüsler 25-46 Kişi sayılarında kullanılır. (Mercedes Travego vb.) Midibüsler 17-24 kişi sayılarında kullanılır (Isuzu Turkuaz vb.) Minibüsler 8-16 kişi aralığında kullanılır. (Mercedes Sprinter vb.) kullanılan araçlardandır. Ek olarak Seyahat esnasında Karayolu ile geçiş yapılan gümrük kapılarında bekleme süresi standartları aşabilir. Yaşanan olumsuzluklardan Acente sorumlu tutulamaz.
17- Tura iştirak eden kişilerin, şahsi eşyaları, çantaları, valizleri, pasaportları / kimlikleri kendi sorumluluğunda olup, unutulan/kaybolan/çalınan eşyalardan Acente sorumlu değildir. Unutulan eşyaların bulunma durumlarında Ülkeye ve/veya kişiye ulaştırılması sırasında yapılan masraflar eşya sahibine aittir.
18- Tura katılan kişilerin Seyahat Sağlık sigorta poliçelerini ve herhangi bir sağlık sorunları varsa ilgili araç ve raporlarını yanlarında bulundurmaları zorunludur.
19- 18 yaşından küçük misafirlerimiz tek başına ya da yanlarında anne veya babadan sadece biri seyahat ederken ülke giriş çıkışlarında görevli polis memurunca Anne- Babanın ortak muvafakat belgesi soracağından seyahate gidecek kişinin belgeyi yanında bulundurması zorunludur.
20- Acentemiz aracılığı ile alınan vizelerde şirketimizin hiçbir sorumluluğu yoktur. Sadece evrak temini düzeni , teslimi ile ilgili sizlere danışmanlık hizmeti verilmektedir. Vizenin çıkmaması durumunda vize için ödenen ücretin iadesi bulunmamaktadır. Tur için ödenen ücretin iadesinde İptal & İade koşulları geçerlidir.
